%47

Sırlar Hazinesi Hazinetül Esrar

  • 0 / 5
0 / 5
290,00 TL
550,00 TL
Kazancınız 260,00 TL
Sarı Şamua , Ciltli, 680 Sayfa
Geçici olarak temin edilememektedir. Temin edildiginde

Bu ürünün yerine tercih edebileceğiniz ürünler

STOKTA VAR
100,00 TL
40,00 TL
Aynı Gün Kargo
STOKTA VAR
1.500,00 TL
1.000,00 TL
Aynı Gün Kargo
STOKTA VAR
200,00 TL
110,00 TL
Aynı Gün Kargo

Ürününüz 1-2 gün içerisinde kargoya verilir.

Güvenli Alışveriş

Ürününüzü 14 gün içerisinde kolayca iade edebilirsiniz.


Kitap              Sırlar Hazinesi - Hazinetül Esrar
Yazar             Seyyid Muhammed Hakkı
Tercüme        Celal Yıldırım
Yayınevi         Demir Kitabevi
Kağıt - Cilt      Sarı şamua kağıt  -  Ciltli
Sayfa - Ebat   680  sayfa -  17x24 cm
Yayın Yılı        2016  Son Baskı

 
Demir Yayınları, Seyyid Muhammed Hakkı tarafından yazılan Sırlar Hazinesi adlı kitabı incelemektesiniz.
Şamua Sırlar Hazinesi, Hazinetül Esrar kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi aşağıda geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
 
Yaratan Rabbinin adıyla  oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2

 

 Sırlar Hazinesi. Hazinetül Esrar Celiletül Ezkar Tercümesi


            Eser ve Müellif Hakkında

                     BİRKAÇ SÖZ

 
Osmanlı İmparatorluğu’nun hızlı adımlarla gerilemeye yüz tuttuğu, yükseldiği cihan hakimiyeti zirvesinden kademe kademe  aşağıya doğru indiği on dokuzuncu asrın başlarında medreselerde de bir gerileme göze çarpıyordu. Artık ne yüzlerce eser yazan alimler, ne de ilim ve medeniyete geniş kapı açan yüksek dehalar yetişiyordu. Avrupa ortaçağın derin uykusundan uyanıp hayata hızlı adımlarla atılmış ve Müslümanların asırlarca hazırlayıp temelini attıkları ilim ve fenne sarılarak bu mirasa sahip çıkmasını becermişti. İslam alemi eski güç ve kudretini yitirmiş, duraklama bir yana, her geçen gün biraz daha geriye doğru kendini itiyor, dede ve babalarından intikal eden ilim ve medeniyet mirasına bile sahip çıkamıyordu.
 
İşte bu yürekler acısı devirde kendini ilme irfana veren hevesliler eksik değildi.  Osmanlı topraklarında dini ilimlerle kendini tatmin edemiyenler Mısır’a, Medine’ye kadar uzanıyor ve böylece dini tahsilini ikmale çalışıyordu. Elinizdeki kitabın müellifi de bu heveslilerden biri idi. Türkiye’de eski özelliğini kaybeden medreselerde yedi-sekiz yıl tahsil gördükten sonra boşluğunu doldurmak ve memlekete daha çok yararlı olmak maksadiyle bu zat-ı muhterem soluğu Mısır’da almış ve kısa zamanda kendisini ilim çevresine sevdirmişti.
 
Diyebiliriz ki eserin yazarı Seyyid Muhammed Hakkı Efendi İslami ilimlere sarılmış, yıllarca Mısır’da Camiü’l-Ezher’de tahsil hayatını sürdürmüştü. Memleket hasretine rağmen ilme olan aşkı ona her şeyi unutturmuş, Mısır’a kadar gelme imkanını elde ettiği için sık sık Cenab-ı Hakk’a şükretmiştir.

Müellif çevredeki ilim adamlarından her vesileyle yararlanmasını bilmiş, ilimde şöhret yapan zevat-ı kiramı ziyaret ederek çözemediği mes’eleleri onlara arzetmiştir. Zahiri ilimlerde iyice geliştikten ve Camiü’l-Ezher hatibinin iltifatına mazhar olduktan sonra kendisini bir taraftan da tasavvufa vermiş, böylece ruhen arınmak ve tehzib-i ahlak yapmanın, tezkiye-i nefs ile insan-ı kamil olmanın yollarını araştırmıştır.
 
Müellif tasavvuf erbabından hayli zatlarla tanışma imkanı elde etmiş, çoğunda kendi konusunda icazet alma basiretini göstermiş ve böylece yavaş yavaş zahiri ve batını ilimlerde söz sahibi olabilmiştir.  İşte bu arada önce tercemesini yaptığımız HAZİNETÜ’L-ESRAR- CELİLETÜ’L EZKAR adlı kitabını hazırlamış, bunu hicri 1284 yılında ilmiyle, irfaniyle, hüsn-ü ahlakıyle isim yapmış el-Ezher hatibine takdim etmişti. El-Ezher hatibi kitabı büyük bir dikkatle okuyup tetkik ettikten sonra şu cümleleri kullanmıştı:
 
Hazinetü’l-Esrar kitabını araştırıcı gözüyle okudum. Bu kıymetli eseri, eşine az rastlanan kadri yüce imam, Allah’ın tevfikatına mazhar olan muhakkik müdekkik Seyyid Muhammed Hakkı derleyip toplamış, halkın istifadesine sunulacak duruma getirmiştir. Evet, bu kitabı meyveleri gelişmiş bir bahçe, oldukça geniş bir bağ olarak buldum. Nasıl böyle olmasın ki Kur’an-ı Kerim’in itibarını arttırmak için bir nice Salih ve hasen hadisler toplamış, bu kitab-ı mübine itina edilmesini sağlamış ve gereğince amel edilmesine kapı açmıştır.
 
El-Ezher hatibi İbrahim Saka’nın takrizini yukarıda özetlerken müellifin himmet ve gayretine bir atıf yapmak istiyoruz: Seyyid Muhammed Hakkı, altı yıl sonra yine Mısır’da ikinci eserini yazmış; cihadın, mücahidlerin faziletlerini rivayet yollarıyla toplayıp izaha çalışmış ve böylece İslam’da cihadın önemini, layık olduğu değeri çalışmış ve böylece İslam’da cihadın önemini, layık olduğu değeri ifade etmiştir. Bu ikinci eserinde de birçok esrar ve havass’dan bahsetmiş, cihadın kudsiyyetini esrarının kudsiyyetiyle mezcetmeye gayret etmiştir.
 
Ancak ne var ki müellifin bu ikinci eseri birincisi kadar meşhur olmamış ve halk tarafından o nisbette rağbet görmemiştir. Belki eserin bir defa basılması ve mevcudunun azalması, mahdut ellerde kalması buna sebep olmuş olabilir. Dileriz ki aynı yayınevi bu büyük Türk aliminin adı geçen ikinci eserini de terceme ettirip kültür hayatımıza bir katkıda daha bulunsun…
 
Müellif Seyyid Muhammed Hakkı özbe öz Anadolu çocuğudur. Nazilli’nin GÜZELHİSAR köyündendir. Eskiden bu isim Aydın livası için de ikinci bir isim olarak kullanılırdı. İşte Nazillili olan Seyyid Muhammed Hakkı bu iki eserinden başka birkaç Arapça eser daha yazmış ve bu suretle İslam kütüphanelerini kendi ilmiyle, kalemiyle zenginleştirmesini bilmiştir.
 
Bursalı Muhammed Tahir Efendi, Osmanlı Müellifleri adlı kıymetli eserinin AYDIN vilayetine mensup meşayih, şuara, müverrihin ve etıbbanın teracim-i ahvali bölümünde Muhammed Hakkı Efendi’den şu cümlelerle bahsetmektedir:

Nakşibendi tarikatı ulema ve meşayihından zahid ve müttaki bir  zat olup NAZİLLİ’dendir. Nakşibendi ileri gelenlerinden Abdah Dehlevi Hazretleri’nin en has halifelerinden olup 1267’de Mekke-i Mükerreme’de vefat eden Hindi Muhammed CAN Efendi’nin müstahliflerinden, 1285 tarihlerinde memleketi olan Ödemiş’te vefat eden Hacı Halil Hilmi Efendi’den müstahliftir. Yani ondan halifelik almıştır. Bu zat ise 1215 tarihlerinde Mekke-i Mükerreme’de rahmet-i Yezdan’a mukarin oldu.
 
İşte bu zatlara halef olan Nazilli’li Seyyid Muhammed Hakkı’nın HAZİNETÜ’L-ESRAR VE CEMİMETÜ’L-EZKAR isminde Arapça yazılan ŞEYHÜ’L-EKBER MUHYİDDİN ARABİ Hazretleri’nin RİSALETÜ’L-ENVAR ismindeki eserleri, adı geçenin kıymetli eserlerinden olan TEDBİRAT-İ İLAHİYYE’si ismi verilerek ilave edilmiştir.
 
NUSRETÜ’L-CÜNUD UMDETÜ’Ş-ŞÜHUD, MİFRAU’L-HALAİK, SÜNUHAT-İ MEKKİYE, TIBBÜ’L-KUR’AN HUBBÜ’R-RAHMAN, TEFHIMÜ’L-İHVAN Fİ TECVİDİ’L-KUR’AN, AHKAMÜ’L-MEZAHİB Fİ ETVARİ’L-LİHA VE’Ş-ŞEV ARİB isimlerinde Arapça yazılı eserleri de bir arada basılmıştır.
 
Böylece müellifin ikisi büyük hacimde olmak üzere yedi eser yazdığı ve bunların beşinin bir arada basıldığı, ikisinin de müstakil halde yazılıp basıldığı anlaşılmış ve başka eserlerinin bulunduğuna dair başka eserlerinin bulunduğuna dair başka bir kayda ya da tesbite rastlanmamıştır.
 
Tercemesini gerçekleştirdiğimiz HAZİNETÜ’L-ESRAR adlı eseri memleketimizde hem çok tanınan, hem de çok rağbet bulan klasikler arasında bulunuyor. Müellif bu eserinde Kur’an-ı Kerim’e geniş yer ayırmış, Kitabullah’ın esrar ve havassı üzerinde durmuş, konuyla ilgili birçok hadis nakletmiştir. Ancak gerek hadisleri toplayıp naklederken, gerekse birtakım görüş ve nakillere yer verirken bazen zayıf haberleri nakletmekten kendini alamamış ve hatta bazen aslı olmayan rivayetlere de yer vermiştir. Bunu müellifin samimiyetine hamlediyor, daha çok sahih rivayetlere yer ayırdığı için eserini takdirle karşılıyoruz.
 
Manevi tedavide Kur’an sure ve ayetlerinin te’sirlerini büyük bir ustalıkla işlemiş, tarihi misallerle bunu değerlendirmeğe çalışmış, asr-ı saadetten, sahabe ve tabiin devrinden kapılar açmak suretiyle mevzuun daha iyi anlaşılmasına imkan sağlamıştır. Mütercim olarak biz, maddi ve manevi tedavinin birlikte yürütülmesine dikkatleri çektik ve böylece İslam’ın bu konudaki görüşünün daha iyi anlaşılmasına yardımcı olduk. Yer yer müellifin görüşlerini dipnotlarımızla tavzih ve tefsir etmeğe çalıştık, tenkid  edilecek yerlere bilhassa parmak bastık.
 
Müellif geniş bilgisine ve Arapçaya olan vukufuna rağmen aslen Türk olduğu için akıcı bir ifade kullanmakta zorluk çekmiştir. Biz tercemesini yaparken ona akıcılık vermeye gayret ettik ve daha kolay bir ifade kullanarak orta tabakaya hitab etmeye çalıştık.

Tekrar belirtelim ki kitapta manevi tedaviyle ilgili ayet ve surelerden yardım beklerken maddi tedavi yollarını unutmamak gerektir. Hazret-i Peygamber (S.A.V.) Efendimiz’in hayatında bunun birkaç örneğine rastlamak mümkün.

Müellif Nakşibendi tarikatına suluk ettiği ve bu vadide halifelik payesine eriştiği için, eserini daha çok tasavvuf havası içinde işlemiş ve bu suretle, suretten ziyade manaya, bedenden ziyade ruha hitap etmiştir. Bunun içindir ki meşayıh-i kiramın görüşlerine geniş yer vermiş, onların nail oldukları ilhamları nakletmiş, görüşlerini değerlendirmiştir.
 
Eserinde çeşni olsun diye bazen ibadete kapı açmış, farz ve sünnetlerden bahsetmiş, ibadetin ruhlar üzerindeki geniş tesiri misallerle ifade etmiş, esrar ve hikmetine atıflar yapmıştır. Bu arada daha çok Medine-i Münevvere’de kaldığı süre içinde İslam aleminden oraya ziyaret için gelen bir çok meşayip ve ulema ile tanışma imkanı elde etmiş, Kur’an’ın esrarı hakkında, dualarının te’sirleri konusunda geniş bilgi almış ve hemen her konuda görüştüğü yetkili zattan icazet almayı ihmal etmemiştir.

Rasulullah (S.A.V.) Efendimiz’in aşkıyla tutuşan kalbini sık sık harekete geçirmek suretiyle şefaat-i Rasulallah’a nail olma yollarını araştırmış, O’na sevgi ve aşkının bir tezahürü olarak bir çok defalar manada Rasulallah’a mulaki olmuş, füyuzat-ı Muhammediyye okuyucularına yapmış olduğu tavsiyeler her türlü takdirin üstündedir.
 
Müellife gönül dolusu şükran ve minnet duygularımızı arzederken ruhunun ebediyen şad olmasını, eserinin tercemesinde koymuş olduğum dipnotlarımdan dolayı beni affetmesini dilerim.
 
DEMİR KİTABEVİ’nin ısrarı üzerine işte nefis eserin tercemesini Allah’ın izniyle 20 Ramazan 1397 (14 Eylül 1977) tarihinde bitirmiş bulunuyorum. Cenab-ı Hak işbu gayretimizi kendi rızasına uygun kılarken günahlarımızın bağışlanmasına vesile eylesin! ( Sırlar Hazinesi kitabı, Hazinetül Esrar Kitabı, Seyyid Muhammed Hakkı kitap, havas ve esrar oku, hazinetül esrar dua kitabı, demir yayınları, hazinetül esrar fiyatı  )


Celal YILDIRIM
İZMİR        
 


Demir Yayınları, Seyyid Muhammed Hakkı, Sırlar Hazinesi adlı kitabı incele diniz.
Diğer Özellikler
Stok Kodu9786056645204
MarkaDemir Kitabevi
Stok DurumuBu ürün geçici olarak temin edilememektedir.
9786056645204
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat